24 Aralık 2012 Pazartesi

Karlar Kraliçesi

Pazar günkü Narnia oyununa 1 ay öncesinden bilet almıştık. Filminin serisini Naz evde kaç kere seyretti bilmiyorum, Narnia-3 vizyona girdiğinde sinemada seyretsin diye 3 boyutlusuna gittiğimizde korktuğundan uzun bir süre ara vermiştik. Tiyatrosundan zevk alacağını düşünerek biletimizi alıp söylemiştim. Tiyatroya giriş yaparken oyunun değiştiğini, oyuncunun ayağı kırıldığı için “Karlar Kraliçesi” oyunun oynandığını öğrendik. Bu oyuna da gelmek istediğimizden girmeye karar verdik. İçeriye girdiğimde sanki bütün işyerimdeki arkadaşlar, tanıdığım simalar benzer yaştaki çocuklarıyla ordaydı. Kendimi işyerimdeki konferans salonunda hissettim.

Oyunun kısaca konusu; Gerda ve Kai iki yakın arkadaştır. Karlar Kraliçesi, Kai’a büyü yaparak kaçırır ve onu Kuzey Kutbu’ndaki buzdan sarayına götürür. Gerda’nın arkadaşını kurtarmak için çıktığı yolculukta başına gelenleri anlatan bir oyun.

Oyun 2 perde olduğu için çocuklara uzun gelebilirdi ama müzikal olmasından dolayı sıkmadı. Kızım oldukça beğendi. Favorisi karlar kraliçesiydi. Özellikle karlar kraliçesinin çıkacağı sahneleri dört gözle bekledi. Bu sabah kalktığında bana hala oyundan bahsediyordu. Kızımızın zevk aldığı, mutlu olduğu her şeyden bizde mutlu olduğumuzdan; bu sezon oynanan DT çocuk oyunlarına götürebilmek için elimden geleni yapmayı düşünüyorum…


19 Aralık 2012 Çarşamba

Okuldaki aşı günümüz

Pazartesi günü aşı yapılacağı yönünde mesajı alınca açıkça okuldakiler konusunda endişelendim. Naz a aşı olacağını tabiî ki söylemedim. Ama işteyken Naz şimdi yıkıyordur ortalığı, 4 kişi tutuyordur diye düşünmüştüm. Çünkü bebekliğinden beri doktorlar, hemşireler, hastanelerden hiç hoşlanmazdı, sürekli ağladığından doktor nasıl muayene edeceğini bilemezdi, o yüzden doktora götürmekten nefret ederdim. Hatırlarım bir keresinde kan alacaklar; 2 hemşire yapamadı, tam 4 kişi ayaklardan, kollardan, başından tutulmuştu. Hastalanıp iğne olduğu zamanlarda 2 gün boyunca yürüyemezdi, kreşte öğretmenleri, evde biz kucakta taşırdık. Elinde, kolunda benim göremediğim, ama kendisinin gördüğü, illaki orda olduğunu kabul etmeniz gereken yaraların çok acıdığı ve evde sürekli yara bandı ile gezen tipleriz biz. İlkokula başladığında okuldan ilk arayan beni öğretmeni değil okul doktoruydu. Naz düşmüş, ağlaması kesilmiyormuş, doktorun bana dediği “görünürde kanamada yok, sadece sürtmüş ama çok kötü ağlıyor. Kırık, başka bişey olabilir, gelip hastaneye götürüp bir film çektirin isterseniz” demişti...Yani benim kızımın acı eşiği çok yüksek yani en ufak ağrıya bile çok çok duyarlıdır. Hal böyle olunca o gün Sevil ablasına söyledim, Naz’ı servisten alınca kötü olabilir, her yerim ağrıyor diyebilir, hazırlıklı ol diye uyarmıştım. Ama eve gidince kızım fazlasıyla neşeli, koşarak  “Biliyor musun anne, bugün ben aşı oldum, hem de her iki kolumdan ve hiç acımadı, sadece sinek konması gibiydi” diyince içimden bir şok geçirdim. Hala da şokum devam ediyor…

18 Aralık 2012 Salı

İlk veli toplantımız

Cumartesi günü ilk toplantımıza gittik…Ablamdan öğrenmiştim, 2 kişi gitmenin faydasını, biriniz bir sırada beklerken diğeri başka öğretmende sırada bekler diye, tecrübe ettik bizde, genellikle anneler gelmişti, o yüzden onlar çok dolaşamadılar, ama biz çok iyi organize olduk, 2 ayrı koldan branş öğretmenlerine dağıldık (tabi önemli dersleri kendim aldım ki, sorularımı sorabileyim diye, ya da bizim baba sadece dinler diye korktum valla..)  İnsan yaşayıp tecrübe ediniyor, babam benim toplantıma giderken hiç umursamazdım ama şimdi orda senin çocuğun hakkında konuşulması, gelişiminin anlatılması bazı yerlerde gururlanman, bazı yerlerde hadi ya diye iç geçirmeler, hepsi bambaşka duygular, heyecanlar, kendim için önemsemediğim şeyler çocuğum sözkonusu olduğunda birden ne kadar önemli oluveriyor bunu anladım… Eve gidince tekrar içime alasım geldi Naz’ımı, artık büyümüştü iyice, gurur duydum kızımla ama bir o kadar da korktum, artık nasıl koruyacağım diye…


17 Aralık 2012 Pazartesi

Anne Babalar İçin Okunması Önerilen Kitaplar

Okulumuzun biz velilere gönderdiği "Anne Babalar İçin Okunması Önerilen Kitaplar" listesinden alınmıştır. Ne kadar çok okursak o kadar çocuklarımıza faydalı olacağımızı düşünüyorum....


13 Aralık 2012 Perşembe

Disney Live

Çarşamba akşamı babamızın getirdiği davetiyeler sayesinde Naz ve kuzeni ile Mickey’nin müzik festivaline gittik. Naz tekrar disneyland a gidip orda gösteriyi seyredeceğimizi sandı.

Müzikler, kostümler, danslar çok güzeldi, profesyonelce hazırlanılmıştı. Alaaddin (Prenses Yasemin, Cin, Alaaddin), Küçük Deniz kızı (Ariel, Kötü Ursula), Toy story (Buzz, Yeşil askerler) bölümlerinde filmlerinden bazı sahneler vardı, karakterler aynı filmlerdeki gibiydi. Biz Naz ile Küçük Deniz Kızı’nı çok seyrettiğimiz için film ile aynıydı. Naz tabiî ki en çok Ariel li kısmı beğendi. Bir daha ne zaman çıkacak diye öyle bekledi. Bu kısmın daha uzun olmasını istedi.

Salon çok büyük olduğu için mi bilmiyorum (Congressium) ses sistemi bize çok iyi gelmedi. Sesler banttan geliyordu ve ses seviyesi yüksekti. Kısacası canlı çizgi film, müzik ve dans gösterisiydi. Yağmurlu ve soğuk Ankara akşamı için güzel bir etkinlik oldu.

6 Aralık 2012 Perşembe

Solaklar için kalem


Malum Naz artık 1.sınıf öğrencisi. Sol elle ve özellikle dik yazdığından el yazısında çok çabuk yoruluyor. Internetten nasıl kalem daha iyi olur diye uzun bir araştırma yaptım. Çok çeşitli yorumlar var ama almak için hiç bişey bulamamıştım. Daha sonra öğretmenimizle konuşup Stabilo’nun sağ ve sol el kullananlar için ayrı ayrı tasarlanmış ergonomik kurşun kalemlerinin olduğunu öğrendim. Biz hem 3,15 uçlu hemde 1,4 uçlusunu aldık. 3.15 uçlu kurşun kalem gibi ama kalem açacağı ile ucu kolay açılabilinir mi bilmiyorum. 1,4 olan ise açacak olmadan kullanılabiliniyor. (Biz birisini okulda bırakmak için diğerini de evde yazmak için aldık). Kız ve erkek çocuklar için değişik renk seçenekleri var. Bakalım Naz rahat kullanabilecek mi ve iyi sonuçlanacak mı?