17 Eylül 2013 Salı

Artık 2.sınıf olduk.

Tatil bitti, okul başladı. Naz, son 3 gün artık geriye saymaya başlamıştı. Şimdi çok elim yorulacak, beni kim alacak, 2.okula mı gideceğim, tatil bitmeseydi diye serzenişler yapıyordu. Bizde biran önce başlasın da her şeyi düzene oturtalım istiyorduk, çünkü baba ile benim izinlerimiz sonuna kadar tükendi. Okuldan ne zaman dönecek, nasıl olacak sorularını biran önce cevaplamak ve kafaca rahatlamak istiyordum.
Bu hafta sonumuzda tamamen okul hazırlıklarıyla geçti. Bu defter, kitap kaplama olayı da tam bir kabusmuş. Babamızın saatlerini aldı (Meğer bununda kolayı varmış, kırtasiye tarzı yerlerde kaplanacak defter-kitapları götürüyormuşsunuz, kaplıyorlarmış, bunu geç öğrendiğime çok üzüldüm, artık hizmette hiç sınır kalmamış gerçekten).
Neyse uzun bir eğitim yılına yine başladık. İlk günün sonunda gülen gözleriyle her şeyin çok iyi gittiğini öğrenince bizde rahatladık. Umarım her gün böyle gözlerin gülmeye devam eder kızım.


Bu yılı sağlıklı, huzurlu, mutlu ve umarım daha az ödevli olacak şekilde geçiririz...

10 Eylül 2013 Salı

Eylül Kaçamağı – Voyage Torba


Bu sene Temmuz’da yaptığımız tatilde hastalıktan kafamızı kaldıramayıp hiç bir şey anlamayınca tekrar tatile gitmenin çok iyi olacağını düşündük. Voyage Torba’ya 2014 yazında gitmeyi düşünürken Ets nin son dakika fırsatlarında görünce neden olmasın diyerek uçak ve otel rezervasyonlarımızı yaptırarak 5 günlük tatil ayarladık. Bu fırsatlardan alınan oda, blokajı tesise ait odaydı (yani otel hangi standart odayı verirse). Otele gelince çocuğumuz olduğu için standart odanın küçük olabileceğini ve aile odası vereceklerini bildirdiler. Aile odasında bir çocuk odası (2 adet tek kişilik yatak), 1 yatak odası,  antre, banyo ve balkondan oluşmakta. Ama öyle çok büyük değil, küçük küçük odalar. Voyage Torbada otel odası ya da ana bina odası gibi bir şey yok. Bodrum evleri gibi beyaz 2 katlı evlerden oluşan tatil köyü.

Otel küçük, içindeki her yere ulaşımı çok kolaydı. Girince bileklik takılıyor (Voyage Belek’te yoktu). Kaldığınız oda tipine göre renkleri var, standart oda sarı renk, havuz tarafı mavi, deluxe beyaz bileklik. Bunların mantığı neydi hala anlamış değilim??? (Acaba bilekliğe göre mi hizmet sunuyorlardı anlamadım)

Deniz tertemizdi, şezlongların deniz ile mesafesi o kadar kısaydı ki bu bizim için çok daha kolay oldu. Kumla oynarken denizden su alıp getirmesi, biz yatarken denizde oyun oynaması mümkündü.

Ana restauranttaki yemekleri ve servisi çok beğenmedik. Garsonlar daha çok yabancıların hizmetindeydi. Çocuk için ana restaurantta yiyebileceği çorba ve yemek mutlaka vardı. Naz genellikle çok yemek yemediği için hep bize sıkıntı olurdu ama burada keyifle yedi.

Öğlenleri sahildeki snack restaurantın çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim.

Akşamlarıda Voyage Belek’te alacartlar çok iyi olunca da burada da bunu tercih ettik. Rezervasyon yaptırmak tam bir kabustu. Saat 10.00 da başlayan rezervasyonda saat 10:10 da hiçbir yer bulamıyorsunuz. Bizim ısrarlı bir şekilde burada yemek isteme talebimizden dolayı  Müşteri İlişkileri bölümü bu konuda yardımcı oldu. Buradaki alacartların kesinlikle manzarası çok iyiydi. Çoğu denize sıfır, yada deniz manzaralı… (gördüğüm kadarıyla Meksika rest. hariç.)
Ama lezzetine gelince Belek’tekilerin çok daha profesyonelce ve lezzetli olduğunu söyleyebilirim. Özellikle burada Meksika rest. çok kötüydü.
Balık resturantı gittiklerimiz içinde en iyisiydi. Mekan çok güzeldi, balıklar çok lezzetliydi.(Dil ve lagos balıkları çok iyiydi) Burada garipsediğim tek şey salatanın olmamasıydı. Hayatımda ilk defa balık ile salata yemedim.

Mini club için ayrı ve büyük bir yer yapılmış. Mini club’ın ayrı havuzlu kaydırakı vardı. Ama Naz kreş tarzı yerlerden o kadar çok sıkıldı ki biz burayı hiç kullanmadık.
Öğleden sonra uğrak yerimizde tabiî ki pastaneydi. Güzel manzara eşliğinde Naz’ımın favorisi olan ıslak kek ve mozaik pasta yemesi en keyifli anlarımızdı.

Aquapark ve onun karşı tarafında bulunan havuzda şezlong sıkıntısı vardı. Erkenden yer kapmak söz konusuydu.

Tam olarak periyodunu bilmesemde (2 günde 1 veya hergün) saat 22:30 da konserler vardı. Hem de bayağı ünlü sanatçılar geliyordu (Mesela Deniz Seki, İskender Paydaş, Erdal Çelik vb. gibi). Maalesef Naz bu saatlere dayanamadığı için hiç katılamadık. Bu tarz yerler için daha bizim 3-4 senemiz daha varmış gibi göründü.
Deluxe odaların kendi oda önlerinde havuzu olduğundan, balkonlarında güneşlenme imkanı olmasından ve alacart rest. kısmında rezervasyon problemi olmadığından bir daha gidecek olursam kesinlikle burayı tercih ederdim.
Velhasıl Bodrum’a aile olarak daha önce hiç gitmemiştik. Dolayısıyla merak içindeydik. Farklı bir havası, manzarası, denizi ile biz çok beğendik. Bizden önemlisi Naz çok beğendi. Bodrum çok güzelmiş değil mi, ismine benzemiyor gerçi ama ben çok beğendim dedi.