Bu sene Temmuz’da yaptığımız
tatilde hastalıktan kafamızı kaldıramayıp hiç bir şey anlamayınca tekrar tatile
gitmenin çok iyi olacağını düşündük. Voyage Torba’ya 2014 yazında gitmeyi
düşünürken Ets nin son dakika fırsatlarında görünce neden olmasın diyerek uçak
ve otel rezervasyonlarımızı yaptırarak 5 günlük tatil ayarladık. Bu fırsatlardan
alınan oda, blokajı tesise ait odaydı (yani otel hangi standart odayı verirse).
Otele gelince çocuğumuz olduğu için standart odanın küçük olabileceğini ve aile
odası vereceklerini bildirdiler. Aile odasında bir çocuk odası (2 adet tek
kişilik yatak), 1 yatak odası, antre,
banyo ve balkondan oluşmakta. Ama öyle çok büyük değil, küçük küçük odalar. Voyage
Torbada otel odası ya da ana bina odası gibi bir şey yok. Bodrum evleri gibi
beyaz 2 katlı evlerden oluşan tatil köyü.
Otel küçük, içindeki her yere
ulaşımı çok kolaydı. Girince bileklik takılıyor (Voyage Belek’te yoktu). Kaldığınız
oda tipine göre renkleri var, standart oda sarı renk, havuz tarafı mavi, deluxe
beyaz bileklik. Bunların mantığı neydi hala anlamış değilim??? (Acaba bilekliğe
göre mi hizmet sunuyorlardı anlamadım)
Deniz tertemizdi, şezlongların
deniz ile mesafesi o kadar kısaydı ki bu bizim için çok daha kolay oldu. Kumla
oynarken denizden su alıp getirmesi, biz yatarken denizde oyun oynaması
mümkündü.
Ana restauranttaki yemekleri ve
servisi çok beğenmedik. Garsonlar daha çok yabancıların hizmetindeydi. Çocuk
için ana restaurantta yiyebileceği çorba ve yemek mutlaka vardı. Naz genellikle
çok yemek yemediği için hep bize sıkıntı olurdu ama burada keyifle yedi.
Öğlenleri sahildeki snack
restaurantın çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
Akşamlarıda Voyage Belek’te
alacartlar çok iyi olunca da burada da bunu tercih ettik. Rezervasyon yaptırmak
tam bir kabustu. Saat 10.00 da başlayan rezervasyonda saat 10:10 da hiçbir yer
bulamıyorsunuz. Bizim ısrarlı bir şekilde burada yemek isteme talebimizden dolayı Müşteri İlişkileri bölümü bu konuda yardımcı
oldu. Buradaki alacartların kesinlikle manzarası çok iyiydi. Çoğu denize sıfır,
yada deniz manzaralı… (gördüğüm kadarıyla Meksika rest. hariç.)
Ama lezzetine gelince
Belek’tekilerin çok daha profesyonelce ve lezzetli olduğunu söyleyebilirim. Özellikle
burada Meksika rest. çok kötüydü.
Balık resturantı gittiklerimiz
içinde en iyisiydi. Mekan çok güzeldi, balıklar çok lezzetliydi.(Dil ve lagos
balıkları çok iyiydi) Burada garipsediğim tek şey salatanın olmamasıydı.
Hayatımda ilk defa balık ile salata yemedim.
Mini club için ayrı ve büyük bir
yer yapılmış. Mini club’ın ayrı havuzlu kaydırakı vardı. Ama Naz kreş tarzı
yerlerden o kadar çok sıkıldı ki biz burayı hiç kullanmadık.
Öğleden sonra uğrak yerimizde
tabiî ki pastaneydi. Güzel manzara eşliğinde Naz’ımın favorisi olan ıslak kek
ve mozaik pasta yemesi en keyifli anlarımızdı.
Aquapark ve onun karşı tarafında
bulunan havuzda şezlong sıkıntısı vardı. Erkenden yer kapmak söz konusuydu.
Tam olarak periyodunu bilmesemde
(2 günde 1 veya hergün) saat 22:30 da konserler vardı. Hem de bayağı ünlü
sanatçılar geliyordu (Mesela Deniz Seki, İskender Paydaş, Erdal Çelik vb.
gibi). Maalesef Naz bu saatlere dayanamadığı için hiç katılamadık. Bu tarz yerler
için daha bizim 3-4 senemiz daha varmış gibi göründü.
Deluxe odaların kendi oda
önlerinde havuzu olduğundan, balkonlarında güneşlenme imkanı olmasından ve
alacart rest. kısmında rezervasyon problemi olmadığından bir daha gidecek
olursam kesinlikle burayı tercih ederdim.
Velhasıl Bodrum’a aile olarak
daha önce hiç gitmemiştik. Dolayısıyla merak içindeydik. Farklı bir havası,
manzarası, denizi ile biz çok beğendik. Bizden önemlisi Naz çok beğendi. Bodrum
çok güzelmiş değil mi, ismine benzemiyor gerçi ama ben çok beğendim dedi.