Bazı zamanlar iş, ev, kurs
üçgeninden kurtulmak için Ankara dışında evden uzakta nefes almak istiyoruz.
Yine böyle bir zamandaydık, Ankara yakınında nereye gidebiliriz derken Leyla
ablamın daha önce gittiği ve çok beğendiği Gölcük’e ve Gazelle otele gitmeye
karar verdik. Havaların soğuması ile dağda hava nasıl olacak, çocuklar üşütecek
mi diye 1 hafta içinde endişe dolu olmama rağmen hava beklediğim kadar sert
değildi. Evde ne kadar kalın kıyafet varsa dolduk, doluşturduk, hafta sonu için
yola çıktık. İlk ziyaretimizi Gölcükteki tabiat parkına yaptık, küçük bir göl
ama manzarası çok güzel, içinde 2 tane kafesi var, piknik alanları var. Hava
güzel olsaydı, gölün etrafı yürünebilirdi, ama bunun için küçük kendinizin
sürdüğü arabalar var, isterseniz kiralayıp etrafını gezebiliyorsunuz. Burada
biraz dolaşıp üşüyünce Gölcük kafede bir semaver sıcak çay ile ancak kendimizi
ısıtabildik.
Buradan otele gittik, orada hava daha güzeldi. Odalar yeterince
büyük ve güzeldi, spa ve havuz kısmını çok sevdik, özellikle suyun sıcaklığı
süperdi. Naz terapi odalarından o kadar hoşlandı ki her birimize tur
attırıyordu, çocuklar çok keyif aldı, bizde çok keyif aldık. Yemeklerde çeşit çok olmamasına rağmen lezzeti güzeldi, tatlılara bayıldık.
Çok büyük bir mini
club vardı. Çocuklar çok güzel oynadı, bence buradaki en büyük eksik oyun
oynamaları için görevli birisinin olmamasıydı.
Bence otelin en güzel özelliği
doğa ile iç içe olmasıydı. Etrafta dolaşan tavşanlar, balkondan bakarken koşan
bir geyik, ortalıkta dolanan ördekler, hindi ve tavus kuşu vardı. Hayvanları
çok seven Çınar aralarından çıkmak istemedi, çimler yuvarlandı.
Ankara’ya çok yakın olması ve eve
dönüşte uzun sürmediğinden çok güzel bir hafta sonu geçirdik, tadı damağımızda
kaldı, Mayıs ayında tekrar gitmek için Naz’a söz verdik.