Eylül ayında Naz’ın ilk defa
dişim ağrıyor demesiyle dişçi maceramız başlamıştı. Kendi gittiğim yerin çocuk
kısmına götürdüm. Ama doktorlardan çok korkan Naz sadece film çektirmeye izin
vermişti. Film sonucu 5 çürüğümüz olduğu ve Naz çok korktuğu için uyutularak (endoskopi’deki
gibi) dolguların yapılabilineceğini ve bununda hastanede olması gerektiğini
söylediler. Ben bir umut başka bir dişçiye daha gittim, yine aynı şeyler, sonra
hastaneye gittik, yine aynı şeyleri söyleyince, bu uyutma olayından da
korktuğumuz için beklemeye başladık. (Artık dişlerin kendiliğinden iyileşmeye
başlamasını mı, Naz’ın biraz daha korkusunun geçmesini mi bekledik bilmiyom)
Bu arada ben ve babamızın dişçi
macerası başlayınca evde sürekli bu konu konuşulur oldu. Naz’ın çürüklerinden
bir tanesi büyüdü ve bizim göreceğimiz büyüklüğe vardı. Böyle olunca artık bir
daha yine götürelim, artık yaptırmazsa mecbur hastanede yaptırırız diye
internetten çocukları götürebileceğimiz dişçileri aramaya başladık. Dün akşam
seçtiğimiz bir dişçiye götürdük. Gitmeden öncede eğer dolgu yapmalarına izin
verirsen istediğin Winx bebeğini alırım diye de rüşvet vermeyi ihmal etmedim.
Artık dişçi ablamızın çok sevecen olması, her şeyi birlikte yapmaları, ilk
başta yapacağı şeyi elinde göstermesi, “sende bana yardım et, bu hortumu tut”
demesi ve “sen doktor olacaksın herhalde
çok yeteneklisin” diye gaza getirmesinin verdiği sonuçla mı bilmiyorum, biraz zorlansada
2 dolgu yaptırdı. Okulda arkadaşlarına göstermesi için bir de kahramanlık
belgesi alınca, bizimki öyle gururlandı ki, ben çok cesurum diye ortalıkta
dolaştı. Tabii hemen çıkınca “Anne söz vermiştin, şimdi bebeği almaya
gidiyoruz, verilen söz tutulmak zorundadır” diyerek istediği bebeği almaya götürmeyi
unutmadı. Sabah kalktığında ağzındaki siyahlık yerine beyazlığı görünce kendi de
çok mutlu oldu, diş sakızım (yani dolgu) şimdi diş mi oldu diye de epey şaşırdı.
Aşı ve diş maceramızla gördüm ki
Naz artık gerçekten büyümüş, artık benimde buna şaşırmamam ve alışmam lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder