Sömestr tatilinde ne yapabiliriz
diye epey düşünmüştüm. Dubai ye gitmeyi düşünmüştüm fakat planlama konusunda
geç kalınca İstanbul gezisinin çok daha iyi olacağına karar verdim.(İstanbul’a
en son Naz 1,5 yaşındayken gitmiştik) Sömestr olunca çok fazla sayıda çocuklar
için etkinlik vardı. Internetten çocukla gezilebilinecek yerlerin listesini
çıkararak 4 gün için planlama yaptım. Gerçekten çok güzel bir tatil oldu.
Naz’ın bu kadar çok eğlenmesi hem babasını hem de beni çok mutlu etti.
1. gün; İstanbul’da ilk görülmesi
gereken yerlerin arasında yer alan Miniaturk’tü. Gerçekten çok güzel düşünülmüş
ve yapılmış. Sanki tüm Türkiye’de bu yerleri gitmiş kadar olduk. Üstelik
verdikleri biletleri her yapıtın önünde okuttuğunuzda onunla ilgili bilgileri istenilen
her dilde vermesi çok güzeldi. Çocuklar
içinde cazip kılmak için savaş ile ilgili bir müze, 1 lira ile çalışan gemi
sürmeleri, stadyumda istediğin takımın marşının çalması vb. gibi etkinlikler
vardı. Kısacası buraya Naz’dan çok biz hayran kaldık.
Buradan çıkınca 2.durağımız
Torium Snowpark’tı. İstanbul’da yaşayan yeğenimin bile buradan haberi yoktu.
Gidesiye kadar acaba gerçekten nasıl bir yer, umarım bu kadar yola değer diye
düşündüm. Ama gelip girdiğimizde gerçekten buna değdi. Sanki kayak merkezine
gidip karda eğlenmiş gibiydik. 40 dakika için bilet alınıyor. Aile için paket
ücretleri var. Girişte mont, bot ve eldiven veriliyor. 20 dakika gezme için 20
dakika simitle kaymak için zaman veriliyor. Gerçek kardan (doğal) oluşturulmuş,
-1 derecede olan bir yer. Hepimiz çok ama çok eğlendik.
2. gün; tamamını Forum
İstanbul’da geçirmeye karar vermiştik. Burada hem su altı sirki hemde
Köstebekgiller’in gösterisi vardı. Ayrıca Disney prensesleri etkinliği de
olunca tüm gün burada oluruz diye planladım. Gerçekten çok güzel düşünülmüş bir
AVM. Kapalı mekan ama kapalı değil de açık havada geziyor izlenimi veriyor
insana. Çok ferah, mağazalar çok fazla, tüm ihtiyaçlar giderilebilinir. Burada
ilk başta Turkuazoo akvaryumunda olacak olan Su altı sirkine bilet aldık. Akvaryum,
Ankara’da yer alan Nata Vega daki akvaryum gibiydi. Su altı sirki 5 kişinin
akrobasi hareketlerinden oluşuyordu. Benim daha büyük beklentilerim vardı, bize
çok profesyonelce gelmedi.
Buradan çıkınca Jurassic Land’e
gittik. Burada Köstebekgiller gösterisi vardı. Gösterinin sonuna doğru
içerisinin çok karanlık olması ve dinozorların yürümeye başlamasıyla Naz korktu
ve çıktık.
3. gün; vapura binip karşıya
geçmeyi ve martılara simit atmayı planladık. Bunca şey içerisinde en
sevdiğiydi. Havanın mükemmel güzel olması o kadar büyük bir şans oldu ki
istediğimiz her şeyi yapabildik. Benim ürkek kızım 1 gün öncesinden martılar
beni sevecekler mi diye düşünmeye başlamıştı. Tam 11 simit atarak yeterince
besledik. Hatta en son elinde yarım simit kalınca benimde canım çekti, bunu ben
yiyeceğim diye öyle bir iştahla yemeye başladı ki gülmekten alamadık kendimizi.
Vapurdan inince balık ekmek yedik, Eyüp caminin önünde güvercinleri besledik,
mısır çarşısını dolaştık.
Daha sonra Dolphinarium’a giderek
yunus, beyaz balina, fokların gösterisini seyretmeye gittik. Biletler
pahalıydı, gelenler fırsat sitelerinden yarı fiyatına satın alıp gelmişlerdi,
bundan sonra bunu da planlamamız gerektiğini anladık. Gösteri çok güzeldi,
özellikle balina ve yunusların gösterisini ağzı açık seyretti, fotoğraf
çektirmek için hemen yanlarına gitti. Bizim için süper bir deneyim oldu.
En yakın zamanda bir İstanbul
gezisi daha planlayıp göremediğimiz yerleri görmeyi düşünüyoruz. Çünkü bu
gezinin tadı damağımızda kaldı….